SAKIN HA LAUKLAR KİMSE TÜRKİYE’Yİ IRAK’A SURİYE’YE BENZETMESİN (1) 18.8.2020 Salı-Pendik/İSTANBUL
BÜTÜN DÜNYAYA VE DE ÖZELLİKLE İÇ VE DIŞ DÜŞMANLARIMIZA SESLENİYORUM. Herkes haddini bilsin. NE TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE NE BU MİLLET ESKİ MİLLET. Bu hareket öyle basit bir hareket değil. Bu hareketin temelinde 500 bin can var. Verilen canların geride kalanların onlar için döktüğü gözyaşı ve dua var. Bu hareket öyle bir hareket ki yenilgi tadarak gelen bir harekettir. Düşmanlarımız bize büyük bedeller ödeterek kurdurdukları cumhuriyetin arkasında kendi emel ve arzularını
rahat bir şekilde gerçekleştirmek için Doğuda “ŞARK MESELESİNİ” Batıda “BATI TRAKYADAKİ TÜRK AZINLIKLARI MESELESİNİ” bıraktılar ki sonraki yıllarda buraları karıştırarak bizim içimize kapanmamıza sebep oldular.
Daha sonraki yıllarda işi daha da ileri götürerek önce bizi “SAĞ-SOL” diye ayırarak birbirimizle çatıştırdılar. 1980 sonrası Sağ-Sol çatışmasının iflas ettiğini görünce bu sefer o günkü devlet kuruluşlarının da yardımıyla PKK terör örgütünü başımıza bela ettiler. Gerek ordumuzu gerekse polisimizi bu terör örgütüyle mücadele ettirerek devleti diz çöktürüp DOĞU VE GÜNEYDOĞUYU ayırarak israilin rahat hareket etmesi için “KÜRDİSTAN” adıyla Kürtlere bir devlet kurdurarak sonra o toprakları BÜYÜK İSRAİL devletine ekleyeceklerdi. Tabi bu onların planıydı. Kafirin bir planı varsa Allah’ın da bir planı var. Ama Allah planında mutlak galip sahibidir.
Atalarımız “KÖTÜ KOMŞU İNSANI HACET SAHİBİ YAPAR” Diye bir atasözü söylemişlerdir. Bizi başta DHKP-C, TİKKO gibi terör örgütleriyle çatıştırdılar. Daha sonra sırasıyla PKK, YPG, PYD, DEAŞ gibi terör örgütleriyle çarpıştırdılar. Başlangıçta gerek askerimiz gerekse polisimiz gerekse sivil halk çok kayıp verdi. Ama zamanla çarpışma sonunda gerek ordumuz gerekse polisimiz bu terör örgütlerine karşı profesyonel hale geldi. SSM da günün şartlarına göre modern savaş silahları yapıp güvenlik güçlerin emrine verdi. Böylece bu terör örgütleriyle savaşa savaşa güvenlik güçlerimiz dünyadaki güvenlik güçlerinden daha üstün duruma geldi. ŞİMDİ Kİ AK PARTİ İKTİDARI DA SAVUNMA SANAYİNE OLANCA DESTEĞİ VEREREK ORDU VE POLİSİN İHTİYAÇLARININ %80’Nİ YERLİ OLARAK KARŞILIYOR.
BU HAREKETİ ŞAİR SEZAİ KARAKOŞ ŞU ŞİİRİYLE DİLE GETİRMİŞTİR:
“SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili! En sevgili! Ey sevgili! Uzatma dünya sürgünümü benim.
Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome´nin Belkis´in
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikârsın sen bellisin.
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili! En sevgili! Ey sevgili! Uzatma dünya sürgünümü benimÂ
Yıllar geçti sapan ölümsüz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgelendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca´da Emirgân´da
Kandilli´nin kurşunî şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili! En sevgili! Ey sevgili! Uzatma dünya sürgünümü benim.
Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili! En sevgili! Ey sevgili! Uzatma dünya sürgünümü benim.
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
Yoktan da vardan da öte bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır (DEVAMI VAR)